Kardeşim, öncelikle her şey gönlünce olsun. Benim de ilk şahsi aracım bir Tofaş Şahin ve 1,5 yıldır kullanıyorum. Bu süreçte edindiğim deneyimleri seninle paylaşmak istedim. Söylediklerimi kesin kurallar olarak değil, sadece fikir vermesi açısından değerlendirebilirsin çünkü tamamen kendi gözlemlerim ve yorumlarım olacak.
Öncelikle, bugünkü tecrübem, bilgim ve aklım 1,5 yıl önce olsaydı, kesinlikle göstergesinde devir saati olan bir Tofaş alırdım.

Benim aracım düz Şahin ve devir saati yok; yerine kocaman bir duvar saati var. Arabamı genel olarak çok seviyorum ama bazen bu durum aklıma gelince satasım geliyor, o derece..
İkinci olarak, eğer imkanın varsa aracı sahibinden almaya çalış. Ancak sahibinden alırken de mümkün olduğunca gerçek değerinde bir araç al. Çünkü çoğu kişi arabasını objektif değerlendiremiyor ve ederinin çok üzerinde fiyat biçiyor. Bilmeyen insanlar da "pahalıysa iyidir" mantığıyla düşünüp hemen atlıyor. Ama unutma ki en iyi durumda olan Tofaş bile minimum 25-30 yaşında bir araç. Bugün "mükemmel" denilenlerin bile hali ortada… Benimki de dahil.
Üçüncü olarak, ben aracı krediyle satın aldım ve şunu öğrendim: Ne kadar masrafsız bir araç alsan da ufak tefek masraflar çıkıyor. Bu yüzden bütçeni
araç bedeli + bakım masrafı şeklinde planlamak en sağlıklısı olur. Ben bu hataya düştüm; bütün paramı arabaya verdim ve aldıktan sonra "hadi bir bakıma sokayım" dediğimde cebimde bir kuruş bile kalmamıştı. Eğer babam "tamam, bakımı ben yaptırayım" demeseydi, büyük ihtimalle maddi durumumu toparlayana kadar aracı otoparka çekmek zorunda kalacaktım.
Dördüncü olarak,
bir Tofaş’ın varsa ustası da sen olmalısın. İlk zamanlarda aracımın üzerine o kadar titriyordum ki, en ufak bir sorun çıksa hemen sanayiye gidiyordum. Ancak basit işler için bile öyle yüksek tamir ücretleri ödedim ki söylesem şaşırırsın. Üstelik ustalar genelde "Aman canım, alt tarafı Tofaş!" diyerek özensiz işçilik yapıyorlar. Tamamen yan sanayi ürünlerle tamir ediyorlar ama iş ücrete gelince, sanki son model BMW tamiri yapmış gibi fiyat çıkarıyorlar.
Daha da kötüsü, senin gözünün önünde, kıyamadığın aracına acımadan akıllı vida atabiliyorlar. O yüzden hiç korkma, kendine güven ve arabanı aldıktan sonra yapabileceğin her işi kendin yapmaya çalış. Bu farkındalığa, benden yaşça büyük bir abimin uyarısıyla vardım ve o günden beri sanayiye gitmedim. Bir sorun çıktığında orijinal parçalar alarak, olması gerektiği gibi kendim tamir ediyorum. Böylece hem ustalara vereceğim parayla kaliteli alet-edevat aldım hem de arabama içim rahat bir şekilde müdahale edebiliyorum. İlk zamanlar yaptırdığım her iş için pişman oldum çünkü kötü işçilikle yapılmış tamiratlar kısa sürede tekrar bozuldu. Hepsini kendim tekrar yaptım ve o günden beri gram problem çıkmadı hatta eskisinden bile iyi oldu.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Forumda düşüncelerime katılan da olur, katılmayan da. Herkese saygı duyuyorum.
